Cuma, Ekim 19

bulantı

süper geceye müthiş final, yine kimin nazarı değdi bilmiyorum.
tatlı bir ağırlığı olan kafamı yastığa bırakıyorum, makyajımı silmiş ve suçluluk duygusundan arınmışım. birazdan uykunun sıcak kollarında uyuyor olacağım derken, mide bulantısı. bereketli bir istifra. olabilir dedim pek de üzerine düşmedim, yarım saat sonra 2. atak geldi. insan vücuduna en aykırı hareket, yer çekimine karşı koyabilen bir mekanizma var içeride. dolayısıyla çok yorucu, ardından gelen üşüme terleme krizleri. derken bir baktım saat 5buçuk ve ben her yarım saatte bir klozetle samimileşmiş ve artık midemde olmayan bir şeyi çıkarmaya çalışmışım. mide asidiyle yanmışım.

nane limon. iki öğürme arasında kaynattım, kokusu yüzünden yudum bile alamadan bıraktım. emedur aradım, buldum, 10 dakka sonra çıkardım. ve sonunda pes edip eski günlerdeki gibi beni iyileştirebilecek insanın odasına girdim.
annemle babam birbirlerine sokulmuş uyuyorlar. anne dedim. babam noldu dedi, annem gözlerini açtı. ben daha nolduğunu söyleyemeden tuvalete koştum, sonrasında ise kendimi annemin ellerine teslim ettim, ye dedi yedim, iç dedi içtim.
bu bir gıda zehirlenmesi hikayesi. şu an bütün yiyecekler çirkin, bütün içkiler berbat. anneme, bana zorla yedirdiği kızarmış ekmek ve yine zorla içirdiği şekerli çay için müteşekkirim.

Hiç yorum yok: