Salı, Kasım 27

seni artık tanıyamıyorum homi

















Homi K. Bhabha postkolonyal söylemin üç isminden biri, anlaşılmamak ise çabalarından yalnızca biri. 1998'de Journal of Philosophy and Literature'ın düzenlediği "Bad Writing Competition"da ikincilik ödülü almış aşağıdaki şu cümleyle:
If, for a while, the ruse of desire is calculable for the uses of discipline soon the repetition of guilt, justification, pseudo-scientific theories, superstition, spurious authorities, and classifications can be seen as the desperate effort to “normalize” formally the disturbance of a discourse of splitting that violates the rational, enlightened claims of its enunciatory modality.

yeni tantram bu cümle.

günlerin köpüğü

















sabah 9buçuk trafiği, dur kalk dur kalk dur kalk, bir elin parmakları kadar kısa bir süre sonra otomatik bir arabaya binecek olmanın verdiği son sabırla boşa alıyorum vitesi. gece rüyamda görüyorum onu, öyle sessizce uyumuşum odasında, uyuyan beni izleyen onu görüyorum. acayip. rüyanın verdiği his tüm sabahıma yayılıyor, öğretim görevlisi kısvesiyle yine okulun basketbol sahasına park ediyorum, koşarak postcolonialism dersine giriyor, homi bhabha dedikodusu yapıp arkasından eleştiri dersi, ve etilere vınlıyorum ama yine trafik, metroyla levent, züzüyle buluşup işleri hallettikten sonra, kendimi arabaya bıraktırırken züzüye "sen şurdan ters bi dönüş yap trafikle uğraşamıycam," diyorum, ve polisle yüzyüze geliyoruz, bize "minik" bir ceza kesiyor, o arada nası oluyorsa akü bitiyor, ben yarınki sınavı ve rüyamı düşünüyorum. karnım zil çalıyor, taksimden eve uçarak geliyorum. yüzlerinin değiştiği koltuklarımızın eksikliğiyle büyüyen oturma odasından annem aç mısın diyor, karşımda bir şişe boza duruyor. vefa. leblebi ve aman tanrım tarçın. zaten herhangi bir şeyin içine tarçın koymak için sebep uydururum, işte basbayağı bir gereklilik, bir bardak bozayı kaşıklıyorum, doyuyorum. üzerine espressomu bol köpüklü yapıyor sınava çalışmamak için kendime meşgale yaratıyorum.

Pazartesi, Kasım 26

the outing









Jerry: There's been a big misunderstanding here! We did that whole thing for your benefit. We knew you were eavesdropping. That's why my friend said all that. It was on purpose! We're not gay! Not that there's anything wrong with that...
George: No, of course not...
Jerry: I mean that's fine if that's who you are...
George: Absolutely...
Jerry: I mean I have many gay friends...
George: My father is gay...
Sharon: Look, I know what I heard.
Jerry: It was a joke...
George: Look, you wanna have sex right now? Do want to have sex with me right now? Let's go! C'mon, let's go baby! C'mon!

darkly dreaming


















bir seri katille identify etmemize olanak veren dexter'a burdan teşekkürü borç bilir, son episode'u heyecandan 34 kere durdurmam ve hemen akabinde 3. sezonun çekileceğini öğrenmenin sevinciyle, dexter beni öldürüyorsun demek demek demek isterim.


bi de dexter'ın vücut hatlarının durumu nedir, nerdeyse peter petrelli.















There will be time, there will be time

To prepare a face to meet the faces that you meet;
There will be time to murder and create,
And time for all the works and days of hands
That lift and drop a question on your plate; 30
Time for you and time for me,
And time yet for a hundred indecisions,
And for a hundred visions and revisions,
Before the taking of a toast and tea.

Çarşamba, Kasım 21

meçhul













"Alakamızı uyandıran bir kimseyi, bizce meçhul ve meçhullüğü derecesinde cazibeli bir hayatın unsurlarına karışmış sanmak ve hayata ancak onun sevgisiyle girebileceğimizi düşünmek bir aşk başlangıcından başka neyi ifade eder?"


m. proust

Pazartesi, Kasım 19

son

I that was near your heart was removed therefrom
To lose beauty in terror, terror in inquisition.
I have lost my passion: why should I need to keep it
Since what is kept must be adulterated?
I have lost my sight, smell, hearing, taste and touch:
How should I use them for your closer contact?

tseliot

Pazar, Kasım 18

amour platonique

but why put it into words?
Isolate rather this element
That spreads through other lives like a tree
And sways them on in a sort of sense
And say why it never worked for me.
Something to do with violence
A long way back, and wrong rewards,
And arrogant eternity.

wishful thinking

evet böyle bir şey var, ve ben de çok iyi uyguluyorum.
serkan'ı da alet ediyorum,

d:bence öyle değil,
s:bence de değil.
d:olsa şu şöyle olurdu.
s:tabii ki canım
d:ya serkan ben saçmalıyorum sen de oturmuş bana katılıyorsun ya
s:e napıyım istiyosun.
d:ağlarım bak

ya bunu buraya yazmış olmam bile o kadar saçma ki.
ama saçmalamak sanırım ön koşul.

Cuma, Kasım 16

"ıslak kirpiklerinizi kırpıştırmayı unutmayınız"
















kirpiklerim yeterince uzun mu, hangi renk maskara sürmeliyim, far ne renk olmalı, kalem ne kalınlıkta çekilmeli, allık şeftali mi pembe mi yoksa kahve tonunda mı olsun, pudra mı fondöten mi ikisi beraber mi, rujum kırmızı mı yoksa dikkat çekmeyen bi renk mi olmalı, saçlara hiç girmiyorum.


bugün kendin için ne yaptın?

ya da doğrusunu soralım

bugün onun için ne yapmadın?

words, hold on.


Salı, Kasım 13

hypothetical



















ilk bakışta istediğim iki kişi oldu.
biriyle bir seneden uzun süre beraber yaşadım, beni aşan sebeplerle ayrıldım.

ilk bakışta aşka inanmıyorum ama tanrı'ya bugün evet.

Pazar, Kasım 11

muhabbet bağına girdim bu gece

o kadar çok rakı, o kadar çok duman, o kadar çok müzik, o kadar çok kahkaha, o kadar çok konuşma vardı ki başımın ağrıdığını kendimle başbaşa kalınca fark edebildim.
bir de çok güzel kokuyorum.

Cumartesi, Kasım 10

aradığın kokuyu söyle buldun mu?


















dior homme gibi kokmak istediğim zamanların sonu geldi.

sürdüğüm anda dior homme kadına uyarlansa bu çıkardı dedim, iris notasıymış benim kırılma noktam.

Çarşamba, Kasım 7

phew

1
ne istediğimi değil, neyi istemediğimi biliyordum. iyi ki.
good gal.

2
korkarım ki zizek'i seksi buldum.
şişko sanıyordum, değilmiş, ya da boşanmak üzere olduğu iç çamaşırı mankeni karısı eritmiş.

Pazartesi, Kasım 5

zizek!

"idolüne kavuşan ergen kız"
felsefenin rock starıyla göz göze gelmek, karşılıklı oturmak ve onunla terlemek ayrıcalığına sahibim.
yarın fotoğraf da çekersem, bu iş tamam. detayları sakinleşince vereceğim.


high fashion