Pazartesi, Nisan 28

vize alacaklara önsöz

1-telefonla randevu alma bence yıldırma çalışmalarının ilk basamağı. geçen pazartesi özlem hanım kızımızla konuştuk, kendisi işinin hakkını veren bir insan: ancak yapay zeka olmaya yaklaşmış mucizevi bir beyin bu kadar seri, eksiksiz ve hatasız konuşabilirdi. ama malesef ben monoton konuşulunca refleks olarak dinlememeye başlıyorum. seneler önce toefl yaparken de listening bölümünü dinleyememiştim sıkıntıdan.
sabredin, görüşme en fazla 20 dakka sürecek ve randevuyu alacaksınız.
2-evrak toplamak. bir yere gitmeye karar vermeden önce bunu düşünüp yılmak çok mümkün. sizin ülkenize yerleşmeyi düşünmüyorum, bak burda malım mülküm işim annem babam sevgilim ve bir de babamın banka cüzdanı var. ne kadar para harcamayı mı düşünüyorum, haha çok tatlısınız.
3-randevu günü. bugüne psikolojik olarak hazırlanılmış olunmalı, b vitamini takviyesi yapıp çelik gibi sinirlerle koyun gibi güdüldüğümüz vize bölümüne gidilmeli. gittiğim konsolosluğun vize bölümü tamamen toplama kampı havasında dizayn edilmişti, özellikle de kraldan çok kralcı memurla görüştüğümüz oda, tıpkı bir gaz odası. şaşırtmalı sorular, tekrar edilen sorular, evraklar sonuna kadar bakılmadan sorulan sorular. bunlara evde çalışın.
4-vizenizi alın ve bir sonraki vizeye kadar alnınızdaki terleri silin.

2 yorum:

yaqari dedi ki...

schengen visa or how i stopped worrying and started to love the torture.

d dedi ki...

fonda ise şu çalmaktadır:


I always get, what I aim for
And your heart and soul, is what I came for
Whatever didem wants, didem gets
Take off your coat, don't you know you can't win
You're no exception to the rule,
I'm irresistable you fool, give in