tabii ki hasta etti. boğazım öyle ağrıdı ki viksi içeri sürmeyi bile düşündüm. neyse ki yoğun ıhlamur-zencefil-bal ve pastile maruz kalınca yumuşadı eşşek. ama öyle bir ağırlık var ki üzerimde, sanki bu harekatı bana düzenledi teseka. şımarabileceğimi sandığım merci ise ince giyindiğim üzerine gereksiz uzun bir konuşma yapıp şefkatin yanından bile geçmedi. insanların kışlık giyinme alışkanlıkları yüzünden olan bana oldu: ben boğazlı kazak giyince boğazlanıyormuş hissi yaşadığımdan, kazak üzerine paltomu giyerim kaz tüyü, kaslı bir görüntü elde ederim -bu da asla şık olmamayı gerektirir- her neyse, bu şımarma merci ise sabah uyandığında üzerine bir şey giymeyi akıl eden ve başaran biri, buradan günlük soğuk hava koşullarıyla ne kadar iyi mücadele ettiğini anlayabiliriz. onun koşullandırmasıyla bile hasta olmuş olabilirim "üşüyceksin, hasta olucaksın." evde annemi bırakıp babamla date ediyorum sanki.
bu son cümle beni irkiltti -erkekte babayı aramak. ben gidip iyileşeyim.
1 yorum:
no haşhaş, no vitamin, no comment.
Yorum Gönder