Cuma, Haziran 12

sığınak değil en kuytular


gelmeyecek bir ilham, bitmeyecek bir an, gitmeyecek anı. çocukluğumun geçtiği bahçelerden birinde yürürken boyumun asla erişemediği duvarlar aslında ne kadar da bodur. ekildiğini hatırladığım ağaçlar, güneşi görmediğinden kurumaya mahkum çim, iki ağaç arasına gerilmiş ip, pencereden aşağı atılan top. kahkahalarımızın yankılandığı duvarlardaki çatlakların birinden içeri

2 yorum:

EverythingThatisPracticedSolidMeltsintoThinTheory dedi ki...

"Geçmişle ilgili beni en çok büyüleyen şey çocukluğumdur; yalnızca ona baktığımda üzülmem yok olup giden zamana. Çünkü onda bulduğum, geri döndürülemeyen değil de ortadan kaldırılamayandır: Yani, dönem dönem hala bende ortaya çıkan her şey; çocukta, oldukça açık biçimde kendimin karanlik yüzünü, can sıkıntısını, incinebilirliğini, umutsuzluklara (iyi ki çok sayıda) yatkınlığı, ne yazık ki hiçbir biçimde dile gelmemiş iç heyecanı okurum".

d dedi ki...

roland barthes'ın roland barthes'ı. kendini represent etmek kendini construct etmek: bir metin yazıyorum, adı didem.