masallar böyle biter: ve sonsuza dek mutlu yaşadılar. masal bu ya, bizi en güzel noktada bırakır, oysa gerçek hayatta bu noktadan sonra aşağı yuvarlanma, yeniden yukarı çıkma, daha kötü düşme ve sonu gelene dek bir iniş çıkış vardır. pamuk prenses büyük ihtimalle keşiften keşife koşan prensince saraya kilitlenmiş, uyuyan güzel artık ayakta uyumaya başlamış, külkedisi efendi köle diyalektiğini antetli bir kağıda geçirmiştir. onlar muradına ererler, gerisi bizi ilgilendirmez. ama murat dediğin ne kadar sürer? evlilik olmayacak duaya amin demek midir, insanın hala iyimser olabileceğinin bir kanıtı mıdır? tarım toplumuna geçerken toprağın babadan oğla geçmesini garanti altına almak için icat edilen evliliğin çokuluslu şirketlerin yönettiği bir dünyada babadan oğla hiçbir şey geçmezken hala sürdürülmesi saçmalığın daniskası mıdır? bu zamanda çocuk evlenmek için yeterli bir sebep midir? aşkımız ve gerçeklerimiz değişse de birbirimizi hala sevebilir miyiz? aşk mümkün müdür, sevmek söz vermek midir?
sabah uyandığında kocasının hangi gömleği seçeceğini doğru tahmin etmeyi romantik bir şey sanan didem evlilik dönemecinden bildirdi.
7 yorum:
mutlu evliliğin sırrını açıklıyorum:
1. öncelikle şu konuda anlaşalım, aşk "mümkün" değil.
2. ikinci olarak, karşındakine saygı duyup olduğu gibi kabul edeceksin, yoksa birbirimizi yormayalım.
3. evlilikte de, tam aşkın öldüğü noktada çocuk yapıp fokusu ona vermek gerekiyor, böylece birbirinle değil çocukla uğraşıyorsun.
seks zaten 38 yaşında bitiyodu onu söylemiyorum bile.
seks yapıcak 10 senem kaldı
oysa daha dün başlamış gibiyim. libido fazlası hayat boyu yakamı bırakmayacak o kesin. fazlasını ekmeğin üzerine sürüp yerim artık.
bence mutlu bir evliliğin sırları şöyle olabilir ya da olmayabilir, bu üç nedeni okumak istemeyenler doğrudan son cümleye bakabilir:
1- aşık olduğun insanla evlenme. aşk zaten mümkün değil, aşık olduğunu sandığın insanla evlenme diye düzeltelim. ama şöyle bir sorun da var herkese farklı aşık oluyoruz. aşık olmadığımızı sanıp aşık olabiliriz ve aslında yine de hala aşk mümkün değildir. aşık mısın?
2 - saygı duy, kabullen, değiştirme.
3 - bir arada durmak için sebebin kalmadığında çocuk yapma, o geçici bir solidarity oluyor. beraber olmak için sağlam temeller olmalı, "dünyaya karşı biz"i iyice düşünüp taşınmalı gibi.
yemeyeceğin yarrağın altına yatma.
1.'ye kesinlikle katılmıyorum tamamen zırva, türkiyeli gençlik olarak bırak tutkuyla yanıp kavrulmayı, hafif hoşlanmayı bile aşk zannediyoruz, sonra da sms'le ayrılmalar, messıncırdan elektrik alamamalar.
2.ye katılıyorum.
3. çocuğu hiç yapma zaten 10 yılın kalmış.
son maddeyle ilgili yorumumu burada yapamayacağım.
hasiktir. (çocuk yapmıyorsak niye evleniyoruz, nası olsa birbirimizi gırtlaklıycaz, yalnız da ölünmüyor, ölenle ölünmüyor, oysa herkes kendisiyle meşgul)
bence asıl evlilik mümkün değil herkes mümkünmüş gibi yapıyor. türk gençliğinin aşkını kendime mesele ederek hata ettim, doğru. birinciye ben de katılmıyormuşum: aşksız evlenmem mümkün değil. (bu mümkün olma durumunun felsefi açılımlarını bir zaman irdelemem çok mümkün) ama bonus olarak bu adamdan baba olur mu, bu adamdan koca olur mu, bu adamdan dost olur mu, bu adamdan tost olur mu gibi temel sorularımıza da tatminkar cevaplar ve renk skalasında pastel renkler seçebiliyor olmamız gerek. evliliği bir mantık çerçevesine sokmaya çalışan sen yaqari ve ben didemi kocakarı ilan ediyorum.
"insan" olmak mümkün mü?
bu sorunun yanıtını bir sonraki procrastination seansımızda derinlemesine tartışmak istiyorum.
bloğuna tesadüfen rastladım.. ve güncelledikçe okuyorum ... ve çok keyif alıyorum hoşçakal
teşekkürler tatlı kadın.
Yorum Gönder