Kıskançlığı ve tutkuyu birbirinden ayırmak imkansız olabilir -biri varsa mutlaka diğeri de vardır- ama gene de kıskançlık arzudan uzun sürebilir. Maymun iştahlı olabiliriz, ama bir şeyin hakkımız olduğu duygusu kalıcıdır. Çocukluktan kalma bir mirastır bu: O anda canın istemese de belki sonra isterim diyerek pastana sahip çıkma duygusu.
Ancak sahip çıkma önce gelir. Sahip olmanın garantisi yoksa, geriye yalnızca gösterilip de verilmemiş olma duygusu ve onun az çok umutsuz çözümleri kalır: kendine yetme, arzunun terki, tutku korkusu, cinsellikten nefret, içerleme, imalardan ve suçlamalardan oluşan hayat. Ama zaten kesin olarak sahip olma diye bir şey yoktur hiçbir zaman; arzu hiç bir zaman yanında garanti belgesiyle gelmez. İyiliğimiz için daima başkalarına bağımlıyız ve bizim iyiliğimiz onların ilk öncelik verdiği şey değildir; asla da olamaz. Birine sahip olma dileği -sahip olunduğu inancı- bunun imkansızlığının kabulüdür; tüm cinsel suçlar bu temel kabulün reddidir, bunun ne kadar dayanılmaz bir şey olacağının resmidir.
Ama eğer kıskançlık öteki kişinin yalnızca benim malım olmadığını -bana ait bir nesne olmadığını- fark etmenin yoluysa, kendimin büyülü çemberini kırabilmem için ihanete uğramam gerekir. İhanet bizi birbirimiz için fazlasıyla gerçek kılar; ihanetin imkansızlığı ise görünmezleştirir.
Adam Phillips - Tekeşlilik (Metis)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder