Çarşamba, Eylül 10

too much love will kill you













dergi aşkı ölümcül olabilir, eviniz dergi ev olabilir!
sevgilim kitaplarıma "çeyiz" gözüyle bakıp mutlu olduktan az sonra dergilerle göz göze gelince korkmuştu. ki o zaman yalnızca alçakgönüllü bir dağ havası veriyordu odaya. sıra dağ olmaya başladıklarında hemen ben de korktum. eşşek gibi ağırlar bir, içlerinde asla bir daha bakmayacağım dergi sayısı bakacaklarımdan fazla iki, üstüne üstlük aşağıda annemin izleyip de bir türlü gol atamadığımız maçın truebloodın en seksi sahnelerine tecavüz ediyor olması üç derken at-atma-biraz zaman ver şıklarından oluşan çoktan seçmeli bir kendini sınama sınavına girdim. biraz vakit geçirip "bi dursun bakayım"ların içinden senelerdir biriktirdiğim vogueları da çıkardım -itiraf ediyorum, ingiliz basımları hariç- ve geriye minimal bir tepe kaldı. onların vakti gelecek mi bilemiyorum ama içimdeki arşivci ruhu aldırdım onu biliyorum.
kesilen ağaçlar mevzuna hiç girmeyelim.

Hiç yorum yok: