Perşembe, Mayıs 31

through the looking glass



















finale böyle yapılır kardeşim. teşekkürler lost.
9 ay nasıl geçer, 4. sezon ne olur sohbetleri official olarak başlamıştır.
9 ayda çocuk bile doğrulur, hayırlısı.


Salı, Mayıs 29

geldik


sanırım her anlamda
sanırım aynı anda

aklımdayken yazıyorum, sonra temize çekerim:



"...gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var?"
"bacım"

d: ee?
t: orjinal bir şey yok.

sabaha kadar
je t'aime s'il vous plaît ya da her neyse.

Pazar, Mayıs 20

acısıyla tatlısıyla

içimdeki çalar saat

neden kaçta yatarsam yatayım 9da kalkıyorum?

şşşşşşşşşşşşş


babilon kalabalığının kabalığından utanmamız oldukça eskiye dayanıyor.
parasını verdim, solist de konuşuyor gibi cümleler kuran bu insanlarla aynı yerde ne arıyoruz, neyi kaybettik de bulamıyoruz.

olmayan şeyi aramak.


Çarşamba, Mayıs 9

firefly

take my love, take my land
take me where i cannot stand
i don't care, i'm still free
you can't take the sky from me
take me out to the black
tell them i ain't comin' back
burn the land and boil the sea
you can't take the sky from me ,
there's no place i can be
since i found Serenity
but you can't take the sky from me

Salı, Mayıs 8

gravity always wins

salonda bir kadın var her gün görüyorum, teyze dediğim sınıfa ait değil çünkü onlardan daha yaşlı, bir şey demem gerekse anane filan diyeceğim yani, o yüzden kadın diyelim, inanılmaz bakımlı, mesela teyzeler genelde çocuğu okula gönderdim, yemeği pişirdim, etrafı çektirdim geldim modunda insanlar, göbekten tşört kapanmamakta, bir kısmının sadece dergi okumaya geldiğinden şüpheleniyorum, ama bu kadın başka. saçlarını hiç yapılmamış görmedim, yarım taytlar ve göbeği açıkta bırakan tşörtler falan giyiyor. kendine güveni dimdik ayakta. ama tek sorun o sarkmış popo. yerçekimi illa ki kazanıyor.

Pazartesi, Mayıs 7

aşı

bugün dünya tatlısı doktorum beni görüp sarıldı, aşımı yaptı, aşı takvimi verdi, kendimi minik bir kız çocuğu gibi hissettirdi.

Pazar, Mayıs 6

lambaya püf de













hayatta en sevdiğim erkekler sıralamasında jack daniels ile her daim kapışma halinde olan cyanın doğumgünü. yarın. ctesi gecesi belki pasta yoktu ama emeğe saygı vardı, hafta boyunca hiç de bana göre olmayan çeşitli sorularla ağzından laf alıp ruhu bile duymadan, cuma akşamı ona, benim yerime benden daha iyi olabilecek tek kişiyi getirdim.


sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı,
hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı.

Perşembe, Mayıs 3

you've been flirting again

uk, bham, sevgiliyle beraber yaşanmakta, beraber kelimesi bold yazılmış, font en büyüğünden, ayrı kalınca akıl kaybediliyor, bir gün yalnız bırakıyorum kendisini, 2 arkadaşla uzuuuunca vakit geçiriyorum, derken arıyorum napıyorsun diye, köşedeki pubda, uğrarım diyorum, pubın camından bakıyorum, beyimiz sadece kızlardan oluşan bir masada oturmuş memnuniyetle bir şeyler anlatıyor, içeri giriyorum, hayırlı işler diliyorum, burnumdan duman çıkıyor, oysa tek yaptığı flört etmek, ben etmiyor muyum sınıfta marco'yla, deli gibi ediyorum hem de.
tr, ist, sevgiliyle beraber yaşanmamakta, hatta ayrı şehirlerde ikamet edilmekte, telefonda dün gece dışardayken başına gelen bir şeyi anlatıyor bana, bir "ego tatmini" hikayesi dinliyorum, bu sefer sinirlendiğim nokta flört etmiş olması değil, bunu bana anlatıyor olması.

flört ettiğini gösterme ve söyleme.

bıdı bıdı

do not ask me who I am and do not ask me to remain the same demiş foucault,
annem yolda yürürken düşmüş,
telefonun meşgul, sen meşgul, ben müşkül.
peki sevmek söz vermekmidir?

kıskanırım seni ben

kıskanıyoruz;
çünkü genellikle, sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz. sevemediğimiz ve arzulayamadığımız zaman da geriye yalnızca kıskanmak kalıyor.
(b.s.)