ne zamandır giremiyordum blogger'a. az önce aklıma yasaklandığı dönemde yaptığım şeyler geldi, ip adresi mi değişti acaba diyip temizlik yapınca açıldı. özlemişim. bugün 2 film gördük, aslında 3 olacaktı ama obama'nın florya'yı trafiğe kapaması dolayısıyla 2ye indi. welcome ve mammoth. welcome şahaneydi, ama mamut neden çekilmiş pek anlamadım, ebeveynlik mi derdimiz, batılı erkek mi, hepsi mi hiçbiri mi. filmden önce rastlaştığım cem'in dediği gibi sıkılmadım ama iyi de değildi. gelelim dizilere, cihan "green wing"le tanıştırdı, tek kelimeyle harika. in treatment 2. sezona başladı. lie to me çektim birkaç bölüm beden dili dersi gibi, hiç fena değil. castle indirdim ama nathan fillion'a rağmen bir bölümden fazla izleyemedim. mad men ve true blood ın başlamasını bekler gibiyim, sonuncudan pek bir umudum olmamasına rağmen. lost son birkaç bölümde lostpedia'ya bakma isteği uyandırdı, eski bir aşkın yeniden uyanışı. dollhouse ise tam bir hayal kırıklığı, whedon espiri anlayışını tamamen aldırmış. dizi izlemekten başka bir şey yapmıyor gibi bir izlenim bırakmışsam ne mutlu bana. yeterliğe az kaldı, stres de olmuyorum artık, haftaya çarşamba buradan gidecek olmanın rahatlığıdır belki bu, sanki bir daha dönmeyecekmiş gibi.
7 saat sonra: gece yatarken en önemlisini söylemeyi unuttuğumu fark ettim. battlestar galactica bitti, yastayım hiçkimse bilmiyor.